Kartepe Nereli? Siyaset Biliminin Gözünden Bir Coğrafyanın İdeolojik Anatomisi
Bir siyaset bilimci için “nerelilik” sadece coğrafi bir soruya indirgenemez. “Kartepe nereli?” sorusu da bu bağlamda mekânın sınırlarını aşar; güç ilişkilerinin, kurumsal yapılanmaların, ideolojik üretimlerin ve vatandaşlık pratiklerinin iç içe geçtiği bir siyasal zemine dönüşür. Kartepe, haritada bir yerden fazlasıdır: Türkiye’nin yerel yönetim sisteminde, iktidar ilişkilerinin mikro ölçekte nasıl işlediğini gösteren bir laboratuvardır.
İktidarın Coğrafyası: Kartepe’nin Siyasal Kimliği
Kartepe, Kocaeli’nin doğusunda, Marmara’nın ekonomik merkezlerine yakın konumuyla stratejik bir yerleşimdir. Ancak “stratejik” kelimesi burada yalnızca coğrafi değil, siyasal anlamda da derinleşir. İktidarın yerel kurumsallaşması, Kartepe’deki belediyenin işleyişinde, parti örgütlenmesinde ve yerel çıkar ağlarında kendini gösterir. Devletin merkezi gücü ile yerelin özerklik arayışı arasındaki gerilim, Kartepe’yi bir “siyaset alanı” haline getirir.
Kartepe bu anlamda “nereli”dir sorusu, aslında şu soruyu da beraberinde getirir: Bir yerin kimliği, onu yöneten iktidar yapılarının bir ürünü müdür, yoksa halkın katılımı ve kültürel üretimiyle mi şekillenir?
Kurumlar ve İdeolojiler: Kartepe’de Meşruiyetin Haritası
Siyasal iktidarın Kartepe’deki temsili, sadece belediye binasında değil, her kurumun duvarında, her tabelada hissedilir. Okul müdürünün konuşması, muhtarın kararları, yerel basının manşetleri… Hepsi birer ideolojik üretim aracıdır. Devletin ideolojisi yerelde, gündelik yaşam pratikleri üzerinden yeniden üretilir.
İdeolojinin Kartepe’deki biçimi, bir yandan modernleşme ve kalkınma söylemiyle meşrulaştırılır, öte yandan toplumsal aidiyetin altını çizer: “Biz Kartepeliyiz.” Ancak bu ifade, görünürde bir kimlik beyanı olsa da derinlerde bir iktidar söylemidir. Çünkü kim “biz”in içindedir, kim dışarıda bırakılmıştır, bu sınırları kim çizer?
Vatandaşlık, Toplum ve Cinsiyet: Kartepe’de Siyasetin Sosyolojisi
Kartepe’nin sosyo-politik yapısında cinsiyet, vatandaşlığın nasıl algılandığını da belirler. Erkekler çoğunlukla stratejik kararların, siyasal müzakerelerin ve ekonomik planlamaların öznesiyken; kadınlar demokratik katılımın, toplumsal dayanışmanın ve kültürel sürekliliğin taşıyıcısıdır.
Bu ayrım Kartepe’nin siyasal kültürüne dair çok şey söyler. Erkek egemen siyaset, güç ve iktidar üzerinden örgütlenirken, kadınlar toplumsal dönüşümün vicdanını temsil eder. Kadın meclisleri, gönüllü platformlar ve mahalle örgütlenmeleri, Kartepe’de siyaset yapmanın alternatif biçimlerini üretir.
Peki o halde, gerçek iktidar kimin elindedir?
Devletin resmi organlarında mı, yoksa gündelik hayatı dönüştüren sessiz kadın dayanışmalarında mı?
Toplumsal Düzenin İnşası: Kartepe Bir Mikrokozmos mu?
Kartepe, Türkiye’nin genel siyasal düzeninin bir mikro yansımasıdır. Kurumlar, vatandaşlık ve ideoloji arasındaki bağlar burada da aynı gerilimlerle şekillenir. Yerel yönetim, merkezi iktidarın temsilcisi olmanın ötesinde, ideolojik bir aracıdır. Bu nedenle Kartepe’nin “nereliliği” sorusu, aslında şu şekilde yeniden sorulmalıdır: “Kartepe kime ait?”
Bu soru sadece mülkiyet ya da sınırla ilgili değildir; kimin sesi daha çok duyulur, kimin hikâyesi anlatılır, kimin talepleri görünür hale gelir, bunlarla ilgilidir.
Kartepe’deki siyasal düzen, bir uzlaşmadan çok bir mücadele alanıdır. İdeolojik hegemonya, devletin yereldeki temsil gücünü pekiştirirken, toplumun farklı kesimleri —kadınlar, gençler, işçiler— kendi siyasal dillerini üretirler. Böylece Kartepe, yalnızca bir ilçe değil, vatandaşlığın yeniden tanımlandığı bir siyasal deney alanına dönüşür.
Sonuç: Kartepe Nereli?
Kartepe, coğrafi olarak Kocaeli’nin ama siyasal olarak Türkiye’nin aynasıdır. Burada iktidar, sadece seçimlerle değil, gündelik ilişkiler, cinsiyet rolleri ve ideolojik üretimlerle kurulur. “Kartepe nereli?” sorusu, aslında “biz kimiz?” sorusunun yerel bir yankısıdır.
Peki biz Kartepe’yi bir yer olarak mı, yoksa bir fikir olarak mı sahipleniyoruz?
Belki de Kartepe’nin asıl “nereliliği”, onun her gün yeniden üretilen siyasal bilincinde saklıdır.
Bir coğrafyadan çok, bir iktidar tahayyülüdür.